İnsan Doğası ve Din

 9. Sınıf  – 2. Ünite  (Din ve İslam)

 

İnsan doğası, insanın yaratılıştan gelen özellikleri demektir. Buna “fıtrat” da denir. İnsan maddi ve manevi yönü olan bir varlıktır.

Yeme, içme, barınma gibi maddi ihtiyaçları bulunduğu gibi, manevi ihtiyaçları da vardır. Bunlar sevmek, sevilmek, güvenmek, bağlanmak, dostluk kurmak, yüce bir varlığa inanıp sığınmak, dua ve ibadet etmek gibi ihtiyaçlarıdır.

İnsan bir kısım üstün özellikleri yanında gücü sınırlı bir varlıktır. Hastalıklar ve bir kısım olumsuzluklar karşısında üzülür ve çaresiz kalır. Her şeye gücü yeten, isteğine karşılık veren yüce bir zata sığınmak ister. Kuran’da bu durum şöyle ifade edilir: “İnsanın başına bir sıkıntı gelince Rabbine yönelerek O’na yalvarır.” (Zümer suresi, 8.)

İnsan aynı zamanda doğası itibariyle aklını kullanan, merak eden, araştıran ve soru soran bir varlıktır. Bu onu, içinde yaşadığı evreni araştırmaya sevk eder.  Evrendeki düzen ve uyum insana yüce bir varlığı gösterir. Yaratıcıyı bulmak ve tanımak, O’nun insandan ne istediğini bilmeye, yaratılış maksadına uygun hareket etmeye yani inanca yönlendirir.

İnsanda din duygusu doğuştan vardır, sonradan kazanılmış bir duygu değildir. İnsanın yaratılışında (fıtrat) üstün ve aşkın bir varlığa inanma, O’na kulluk etme özelliği vardır. İnsan bir dine inanma ve bağlanma potansiyelinde yaratılmıştır.

Allah’a inanma, O’nu tanıma, O’na yönelme insan hayatının asıl anlamı ve amacıdır. İnançtan uzak bir hayat, sahibini boşlukta bırakır, ahlaki tutumları için gerçek bir neden bulamaz, arzu ve hırslarını kontrol edemez. Kuran bu konuda şöyle buyurmuştur: “Kötü duygularını kendisine tanrı edinen kimseyi gördün mü? Sen (Resûlüm!) ona koruyucu olabilir misin?” (Furkan suresi, 43.)

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bu duyguyu şöyle anlatmıştır: “Her doğan (İslam) fıtratı üzerine doğar. Fakat o çocuğun annesi ve babası onu kendi dinlerine döndürürler.” (Buhari, Cenaiz, 80.)

Dinin insan hayatındaki yeri ve önemi

Din insan hayatında büyük rol oynayan, tarihin bütün devirlerinde ve bütün toplumlarında daima varlığını sürdüren evrensel bir olgudur. İnsanla birlikte var olmuş, tarih boyu varlık ve etkisini devam ettirmiştir.

  • İnsanın doğuştan gelen inanma, sığınma ve yalvarma duygusunu ancak din karşılayabilir.
  • Evrenin yaratılışı, insanın yaratılış gayesi, ölüm ve ahiret gibi insanlık tarihi kadar eski soruların cevabını sadece din verebilir. Doğru bilgi, doğru inanç ve doğru davranışa ancak din yoluyla sahip olabilir.
  • İnsan hataları nedeniyle içine düştüğü vicdani rahatsızlıklardan kendini affettirecek güce sığınarak kurtulabilir. İnanma, ibadet ve dua gibi ihtiyaçlar insana huzur verir; insana ümit, teselli ve güven veren bir sığınak haline gelir.
  • Din insanın vicdanında bir özdenetim aracıdır. Vicdan duygusunu harekete geçirerek insanı kötülüklerden uzaklaştırır, iyi davranışlara yönlendirir.
  • Din insanlara toplumsal görev ve sorumluluklar yükler. Böylece sosyal ve doğal çevreyle uyum içinde yaşamasını sağlar.
  • Din iyiye ve güzele yönlendirmede hukuki ve ahlaki ilkeler getirerek, bu konularda hukuki ve vicdani müeyyide kaynağı olur.

Ünite Bilgilendirme

  • Yaratılıştan gelen din duygusu sebebiyle tarih boyunca insanlar mutlaka bir varlığa inanmışlardır. Bazen güneşe, aya veya putlara tapınılmış, bazen peygamberler rehberliğinde Allah’a inanmışlardır. İnsanlık tarihinde dünyanın her yerinde inançların ve mabetlerin bulunması buna işaret eder.
  • Allah’ın peygamberler göndermesi, insanları doğru inanca yönlendirmek ve yanlış inançlardan kurtarmak amacı içindir.
  • Kuran’da fıtrata şöyle işaret edilir: “(Resûlüm!) Sen yüzünü hanîf olarak dine, Allah insanları hangi fıtrat üzere yaratmış ise ona çevir. Allah’ın yaratışında değişme yoktur. İşte dosdoğru din budur; fakat insanların çoğu bilmezler.” (Rum suresi, 30.)
  • Ünlü sosyolog Max Müller, din duygusunu yaratılıştan gelen bir olgu kabul eder. “Din duygusu, insanın yaratılışından gelen bir olgudur. İnsan doğası itibariyle her zaman kendine sığınacağı, dua edip yalvaracağı yüce bir varlığa inanma gereği duymuştur.”

SAYFA TESTİ:

“Sen yüzünü hanîf olarak dine, Allah insanları hangi fıtrat üzere yaratmış ise ona çevir. Allah’ın yaratışında değişme yoktur. İşte dosdoğru din budur; fakat insanların çoğu bilmezler.” (Rum suresi, 30.)

Bu ayette dinin özelliklerinden hangisi vurgulanmaktadır?

A)    Din duygusu insanda doğuştan vardır

B)    Din insan vicdanında özdenetim aracıdır

C)    Din insanı iyiye ve güzele yönlendirir

D)    Din insana toplumsal görev ve sorumluluklar yükler

E)     Din insanda bir güce sığınma ihtiyacını karşılar

 

 

 

ÇÖZÜM: Ayet fıtratta olan yani yaratılıştan gelen özelliğe davet etmektedir. Doğru cevap A şıkkıdır.

 

You may also like...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir