İslam Medeniyetinin Farklı Coğrafyalardaki İzleri

 9. Sınıf  – 5. Ünite  (Gönül Coğrafyamız)

 

İslam medeniyeti göçlerle ve fetihlerle beraber, ayrıca âlimler ve tüccarlar eliyle geniş bir coğrafyaya yayılmıştır. Uzak doğudan Atlas okyanusuna, Avrupa’dan Afrika’nın güneyine kadar geniş bir alanda izlerini bırakmıştır.

Hicaz Bölgesi

Mekke, Medine ve Taif gibi şehirleri içine alan bölgedir. Mekke bütün peygamberlerin izini taşır. Yeryüzünün ilk mabedi olan “Kâbe” buradadır. İslam dininin doğduğu şehir olması sebebiyle Müslümanlar için önemli eserler taşır.

Yarımadanın en gelişmiş ve kültür ve medeniyete sahip bölgesi Güney Arabistan’da birçok devlet kurulmuştur. İslam’ın doğduğu Hicaz ise İslam tarihi ve medeniyeti açısından Arabistan’ın en önemli bölgesidir. İslamiyet bu bölgenin iki önemli şehrinden biri olan Mekke’de doğmuş, Medine’de gelişip yayılmıştır.

Hac ibadetinin yapıldığı merkezler buradadır. Safa, Merve, Arafat ve Müzdelife gibi mekânlar ibadetler için de önemli merkezlerdir. Hicret şehri olan Medine, İslam’ın yayıldığı bir merkez özelliği taşır. Peygamber Efendimizin kabrinin de içinde bulunduğu Mescid-i Nebi buradadır. Mescid, okul ve vakıf gelenekleri bu şehirde başlamıştır.

Kudüs

Müslümanların ilk kıblesi olan Kudüs, Peygamberimizin miraç olayını yaşadığı mekân ve diğer dinlerin de merkezi kabul edilir. Mescid-i Aksa, Kubbet!üs Sahra buradadır. Farklı inanç sahiplerinin asırlarca bir arada yaşadığı, farklı dinlerin mabetlerini yan yana barındıran önemli bir İslam merkezi olmuştur. Kudüs ilk defa Hz. Ömer döneminde fethedilmiştir

Şam ve Bağdat

İslam tarihi kayıtlarında Bilad’ş Şam olarak isimlendirilen Suriye ve Filistin bölgelerini içine alan geniş bir coğrafi bölgedir. Suriye’ni fethi Hz. Ebubekir döneminde başlamış, Hz. Ömer döneminde tamamlanmıştır.

Şam, ilk fethedilen şehirlerden biri olup Emeviler dönemi başkentlik yapmış önemli bir merkezdir. Emeviler döneminde doktor, şair, edip, memur gibi yerli halktan birçok Hıristiyan, Emevi sarayında görevlendirilmiştir. Böylece Müslümanlar, onların sahip oldukları bilgi ve birikimlerinden bu şekilde faydalanma imkânına kavuşmuşlardır. Emeviye camii ve ilk dönem birçok mimari eser buradadır. Eski adı “Dımeşk”tir.

Bağdat, İslam medeniyetinin en önemli merkezlerinden biridir. Medinetü’s Selam, Kubbetü’l İslam, Dar’ül Hilafe gibi isiler de kullanılmıştır. Abbasi halifesi Ebu Cafer El-Mansur tarafında kurulmuştur. Şehir plancılığı bakımından ilk örneklerdendir. Uzun dönem siyasal, ilim, sanat ve edebiyat merkezi olarak kalmıştır. İlk büyük kütüphaneler burada kurulmuştur. Bu şehir tarihte birçok savaş ve istilalara maruz kalmıştır. Moğolların 1258’deki saldırısı şehrin birçok birikimini yok etmiştir. Harizmi, Kindi, Fergani, El-Harrani, Ebubekir er-Razi, Battani, Farabi, İbni sina, Biruni, Gazali, Abdülkadir Geylani gibi önemli İslam bilgin ve âlimleri bu merkezde yetişmiştir.

Kuzey Afrika (Mısır ve Mağrip bölgesi)

Mısır, Antik Çağdaki en büyük medeniyetlerden birinin kurulduğu bölgesidir. Doğu Roma’nın eyaletlerinden biri iken Hz. Ömer döneminde Müslümanlar tarafından fethedilmiştir.

Mısır, Bağdat’ın Moğol istilasına maruz kalmasından sonra Abbasilerin hilafet merkezi olmuştur. İslam medeniyetinin kuzey Afrika ve Endülüs bölgesine yayılışının kapısı olmuştur. Kuzey Afrika’ya İslam’ın taşınmasında Komutan Tarık b. Ziyad’ın önemli yeri vardır. Bu bölgede birçok Müslüman devlet kurulmuştur.

Özellikle mimarî alanda ciddi bir kültürel mirasa sahip olan Mısır’da ayrıca Müslümanlar Kobt dilinden Arapça’ya çeviriler de yapmışlardır. Kur’ân’ın Firavunlardan bahsetmesinin, Müslüman ilim çevrelerinin geçmişteki Mısır uygarlığı ile ilgilenmelerinde önemli rol oynamıştır.

El_Ezher Camii, Hakim camii, Dar’ül Hikme, Sargatmış medresesi, Nasıriyye medresesi önemli eserlerdendir.

Mağrip-Endülüs

Kuzey Afrika’nın fethinden sonra Müslümanlar “cebel-i tarık’ı” geçerek bugünkü İspanya’da yer alan Kurtuba bölgesine yayıldılar. Bugün İspanya olarak bilinen Avrupa kıtasındaki yarımada Müslümanlar tarafından Emevi halifesi velid b. Abdülmelik döneminde fethedilmiştir. Gırnata tarık b. Ziyad tarafından fethedilmiştir. Emevilerin bu bölgedeki merkezi haline gelmiştir. Önemli bir ilim ve sanat merkezi olmuştur. Bu dönemde yetişen İslam âlimleri İslam medeniyetini Avrupa’ya taşımıştır.

İslam medeniyeti açısından bu bölgenin fethinin önemi, farklı din ve etnik unsurların bir arada yaşama tecrübesi ile zenginlik katması, burada yetişen birçok âlimin ilmî hayata canlılık getirmeleri ve İslam medeniyetinin Avrupa’ya aktarılmasında köprü vazifesi görmesidir. Bugünkü Batı medeniyetinin öncüllerini oluşturan birçok öğrenci Endülüs medreselerinde eğitim görmüşlerdir.

Kutuba Ulu Camii en önemli eseridir. El- hamra sarayı, Gırnata mescidi, Beyyazin mescidi bunlara ilave edilebilir.  O dönem Avrupa’sının aydınlatılmış caddeleri, hamamları, medreseleri ve kütüphaneleriyle en modern şehri olmuştur.

İran

İslam’ın tarih sahnesine çıktığı dönemde bölgenin en güçlü iki devletinden biri olan İran (Sasaniler), Hz Ömer devrinde fethedilmiştir. Bu tarihlerden itibaren İslam medeniyetinin önemli merkezlerinden biri olmuştur.

İran, M.Ö. 4000’lere dayanan tarihi ve kültürü ile dünyadaki en eski uygarlıklardan birine ev sahipliği yapmıştır. Farslıların İslamiyet’i kabulü ile beraber İran edebiyatı, felsefesi, bilimi ve sanatı yeni oluşan İslam medeniyetini etkilemiştir. Özellikle de Abbasiler döneminde Fars kültür ve medeniyeti, İslam medeniyetine dâhil olmaya başlamış, siyasî yapı, kurumlar, edebiyat, sanat, mimarî gibi birçok alanda etkisini göstermiştir.

Türkistan-Horasan

İlk halifeler ve sonraki dönemlerde birçok Müslüman Horasan-Türkistan bölgesine hicret etmiştir. İlk etkileşim onlarla ve Müslüman tüccarlarla başlamıştır. Abbasiler dönemi iyi ilişkiler, Talas savaşında Türklerle Müslümanların Çinlilere karşı birlikte hareket etmesi olumlu ilişkileri artırmış, Türklerin Müslümanlığı seçme yollarını açmıştır.

Orta Asya’nın fethi ile beraber Müslümanlar, Çin ve Hint gibi iki büyük medeniyete sahip bölgeye de komşu olmuşlar, bilhassa ticarî ve diplomatik ilişkiler neticesinde bu iki coğrafyayı da tanımışlar, kültür ve medeniyetlerinden faydalanmışlardır.

Hoca Ahmet Yesevi, Yusuf Hamedani gibi önemli isimler bu coğrafyada İslam’ın benimsenmesinde önemli rol oynamıştır. Daha sonra bu düşüncenin temsilcileri Anadolu’ya geçerek, İslamiyet’i bu bölgeye taşımışlardır. Mevlana Celalettin Rumi ve Hacı Bektaş Veli bunlardandır.

Anadolu ve Balkanlar

Anadolu’ya İslam’ın gelmesi Selçuklu dönemine rastlar. Müslüman Türkmen oymaklar 1050 yılından itibaren Anadolu’ya yerleşmeye başladı. 1071 Malazgirt zaferi Anadolu için dönem noktasıdır. Sultan Alpaslan ve onun görevlendirdiği Süleyman şah Anadolu’nun fethini sürdürmüştür.

Bu dönemde mutassavvıflar şüphesiz Müslümanlığın benimsenmesinde en önemi rolü üstlenmiştir. Türkistanlı Ahmet Yesevi’nin yolundan gelen Hacı Bektaş Veli, Mevlana Cellaleddin Rumi gibi isimlerdir. Ahi Evran tarafından kurulmuş olan Ahilik teşkilatının da Anadolu’nun İslam anlayışında büyük rolü olmuştur. Konya, Sivas, Erzurum gibi şehirler bu dönemde önemli merkezlerdir.

Osmanlı döneminde Selçuklularla başlayan imar faaliyetleri artmış, Bursa, Edirne ve İstanbul gibi şehirler yeni merkezler olmuştur. 1361’de Edirne’nin fethinden sonra, başkentin buraya taşınması ve Balkanlar açılmayı neticeyi verdi. Yine Türkmen göçleri, imar faaliyetleri ve adaletli yönetimle bölge halkının gönlü kazanılması, bu bölgede İslam’ın yerleşmesinde etkili olmuştur.

İstanbul’da Süleymaniye, Sultan Ahmet ve Şehzadebaşı camileri, Bursa’da Ulucami ve Yeşil Cami, Edirne’de Selimiye camii, Konya’da Alaaddin camii, Karatay medresesi, Erzurum Çifte minareli medrese, Sivas’ta izzettin Keykavus darüşşifasını Anadolu’daki başlıca izler arasında sayabiliriz.

Hint alt kıtası

Coğrafi olarak Umman denizi ile Bengal körfezi arasında Hint okyanusuna doğru daralan bölgeyi ifade eder. İslam tarihinde Hint bölgesine karadan ilk temas Ebu Musa El-Eşari döneminde gerçekleşmiştir. Fetihlerle birlikte Müslüman âlimler ve tüccarlar bu bölgeye yayılmaya başladı. İlk mescitler inşa edilmeye başlandı. Yavaş bir süreçle de olsa İslam dini yayılmaya başladı. Bu bölgede İslam’ın yayılmasında İmam-ı Rabbani’nin etkisi büyüktür. Bir çok İslam alimi yetişmiştir.

Günümüzde Hint kıtası olarak bilinen bölgede 500 milyon civarında Müslüman yaşamaktadır.   

Ünite Bilgilendirme

  • İslam medeniyetine değer katan önemli diller; Türkçe, Arapça ve Farsçadır.
  • “Ey insanlar! Şüphe yok ki, biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizi tanımanız için sizi boylara ve kabilelere ayırdık. Allah katında en değerli olanınız, O’na karşı gelmekten en çok sakınanınızdır. Şüphesiz Allah hakkıyla bilendir, hakkıyla haberdar olandır.” (Hucurat suresi, 13.)

 

SAYFA TESTİ:

İslam medeniyeti tarih içinde göçlerle, fetihlerle, âlimler ve tüccarların eliyle geniş bir coğrafyaya yayılmıştır. İslam anlayışının genişlemesinde, fetihlerin yanında âlimlerin çeşitli merkezlere hicret etmesinin ve tüccarların ticaret yolculuklarının katkıları bilinmektedir. Böylece kısa sürede İslam medeniyeti Uzak Doğu’dan Atlas okyanusuna, Avrupa’nın içlerinden Afrika’nın güneyine kadar yayılarak derin izlerinin bırakmıştır.

Buna göre İslam medeniyetinin diğer seçeneklere göre hangisine daha geç ulaştığı söylenebilir?

A)    Hicaz bölgesi

B)    Anadolu bölgesi

C)    Kuzey Afrika bölgesi

D)    Balkanlar bölgesi

E)     Endülüs bölgesi

 

 

ÇÖZÜM: Hicaz bölgesi İslam medeniyetinin doğduğu bölgedir. Henüz Emeviler döneminde Kuzey Afrika, Anadolu ve Endülüs’e ulaşılmış, bu bölgeler önemli merkezler olmuştur. Balkanlar bölgesi ise Osmanlı döneminde fethedilerek İslam medeniyetine dâhil edilmiştir. Buna göre doğru cevap Balkanlar bölgesi, yani D şıkkıdır.

 

SAYFA TESTİ:

Bugün İspanya olarak bilinen Avrupa kıtasındaki yarımada Müslümanlar tarafından Emevi halifesi Velîd b. Abdulmelik döneminde fethedilmiştir. İslam medeniyeti açısından buranın fethinin önemi, farklı din ve etnik unsurların bir arada yaşama tecrübesi ile zenginlik katması, burada yetişen birçok âlimin ilmî hayata canlılık getirmeleri ve İslam medeniyetinin Avrupa’ya aktarılmasında köprü vazifesi görmesidir. Bugünkü Batı medeniyetinin öncüllerini oluşturan birçok öğrenci bu merkezdeki medreselerde eğitim görmüşlerdir.

Parçada İslam medeniyetinin hangi coğrafyadaki etkileri anlatılmıştır?

A)    Türkistan ve Horasan bölgesi

B)    Kuzey Afrika bölgesi

C)    Hicaz bölgesi

D)    Balkanlar bölgesi

E)     Endülüs bölgesi

 

 

ÇÖZÜM: Bugün İspanya olarak bilinen Avrupa’daki yarımada Endülüs bölgesi olarak bilinir. İslam medeniyetinin Avrupa’ya aktarılmasında köprü görevi görmüş olan bölge yine burasıdır. Doğru cevap E şıkkıdır.

 

SAYFA TESTİ:

Anadolu’ya İslam’ın gelmesi Selçuklu dönemine rastlamaktadır. Müslüman Türkmen oymaklar 1050 yılından itibaren Anadolu’ya yerleşmeye başlamış,  1071 Malazgirt zaferi Anadolu için dönem noktası olmuştur. Sultan Alpaslan ve onun görevlendirdiği Süleyman şah Anadolu’nun fethini sürdürmüştür. Bununla birlikte Anadolu’da İslam’ın benimsenmesi ve yayılmasında ilk Mutasavvıfların rolü çok büyüktür. Orta Asyada Anadolu’ya geçen bu erenler bölgenin farklı şehirlerine yerleşmiş, İslam İnancının kabulünde öncü olmuşlardır. Onların taşıdığı Türk İslam anlayışı asırlarca varlığını sürdürmüştür.

Buna göre aşağıdaki isimlerden hangisi Anadolu’da İslam’ın benimsenmesi üzerinde doğrudan etkili bir isim kabul edilemez?

A)        Hoca Ahmed Yesevi

B)         Mevlana

C)         Hacı Bektaş Veli

D)        Hacı Bayram Veli

E)         Ahi Evran

 

 

ÇÖZÜM: Hoca Ahmed Yesevi Horasan- Türkistan bölgesinde Türklerin İslam’ı benimsemesinde büyük rol oynamıştır. Anadolu’da yaşamamıştır. İslam’ı Anadolu’ya onun yolundan yürüyenler getirmiştir. Bu yüzden doğrudan bir etkisinden bahsedilemez. Diğer isimler Anadol’ya gelerek yerleşen ve İslam’a hizmet eden mutasavvıflardır. Doğru cevap A şıkkıdır.

 

You may also like...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir