Yeni Dini Hareketler

 11. Sınıf  – 4. Ünite  (İnançla İlgili Meseleler)

 

Yeni dini hareketler 20. Asırda yeni bir söylemle ortaya çıkan, kendine has inanç, felsefe ve etik anlayışına sahip hareketlerdir.

Milenyum tarikatları veya kıyamet tarikatlarhttp://www.felsefe.gen.trı olarak da isimlendirilmektedir.

Yeni dini hareket” kavramı, çoğu 1950’lerden sonra ortaya çıkan, 1970’lerden itibaren de yaygın bir ilgi görmeye başlayan ve söylemlerinde coşkun bir dini, ruhi ve felsefi yaşantı vaat eden birbirinden farklı oluşumları ifade etmek için kullanılmaktadır.

Yeni dini hareketler, konunun uzmanları tarafından sosyo-ekonomik problemlerden ve modern hayatın baskısından bir kaçış yolu olarak kabul edilmektedir. Söz konusu hareketler, kendi üyeleri tarafından “gerçek” bir kurtuluş yolu olarak algılanmaktadır.

Yaygınlaşma sebepleri:

-Aşırı dünyevileşmenin yarattığı tatminsizlik, hayal kırıklığı,

-Değişim ve küreselleşmenin getirdiği yeni söylem arayışları,

-Kişilerin ruhsal ve toplumsal kabullenme anlamında zafiyetleri,

-Geleneksel dinlerin, zamanın ihtiyaç ve sorunlarına cevap vermede yetersiz kalması.

·                Dini değerlerin istismarına dayanan, çıkarcı, marjinal kimi oluşumlar; tarihte olduğu gibi günümüz de ortaya çıkmaktadır. Bunları doğru dini anlayışlardan ayırmak için; Kur’an ve sünnete göre değerlendirmek, dinin maksadı ve doğru cihad anlayışına göre tartmak gerekir.

Kötülük problemi

Kötülük problemi: Felsefede üzerinde tartışılan konulardan biridir. Dünyadan yaşanan kötülüklerin kaynağı ve bunu yaratıcı ile ilişkisi tartışılmıştır. Bu yaklaşım ateizm, ognostisizm, ve nihilizm gibi akımları doğurmuştur.

Kötülük problemi bir akım olmamakla birlikte insanların inkârcı akımlara yönelmelerinde etkili olan bir düşüncedir. İslam literatüründe şer kavramıyla ifade edilmiştir. Özellikle günümüzde Allah’ı inkâr etmenin güçlü tezi olarak kullanılmak istenmekte, adeta dünyada bu kadar kötülük bulunduğuna göre demek ki tanrı yok çıkarımı üzerinden ateizme kapı aralanmaya çalışılmaktadır.

Özü itibariyle bu konu, Allah’ın isim ve sıfatlarıyla ilgili bir konudur. Allah’ın isim ve sıfatlarının bütünsellik içinde ve sağlam olarak öğrenilmesi bu problemin de çözüme kavuşturulmasına vesile olacaktır.

Dünyada kötülüklerin olmasından hareketle Allah’ı inkâra yönelmek temelsiz bir yaklaşımdır. Kötü görülen şeyler mutlak kötü değildir. İnsanların değerlendirmesinin sonucudur. Kötülük, iradeli yapılan bir tutumun sonucudur.

İslamofobi

İslamofobi İslam dinine karşı duyulan düşmanlığı ifade etmektedir. Türkiye’de genellikle İslamofobiya kavramı Batılı devletlerin tutumları ile buralarda yaşayan düşünürlerin düşüncelerinden hareketle izah edilir.

İslamofobi kelimesi “İslam” ve Yunanca “phobos” kelimelerinin birleşmesinden oluşmuştur. Terim olarak İslamofobi İslam’a karşı önyargı ve Müslüman azınlığa karşı gösterilen ırkçılık şeklinde anlaşılabilir. İslamofobi korku duygusu ile karakterize edilir.

Batı’daki İslam korkusu, sosyolojik bir temelde ‘İslamofobi’ olarak kavramsallaşırken, özellikle Samuel Huntington’ın 1993’te yayımlanan ‘Medeniyetler Çatışması’ makalesinin, konunun politik ve ideolojik zemine çekilmesinde önemli bir rolü olduğu görülmektedir.

İslamofobi Batı dünyasının kendi İslam algısının bir sonucudur.

Sonuç olarak İslam korkusu anlamsız, mantığa dayanmayan bir korkudur. Bu korkunun temel nedenleri İslam’ı doğru ve yeterli düzeyde bilinmemesi, Müslüman toplumlar üzerinden İslam algısı oluşturulması, ön yargı ve ötekileştirmeler, yazılı görsel ve sesli medya kanalları ile insanlarda İslam’a aleyhine klasik ve sosyal şartlandırma yapılmasıdır. Gerçek dünyada ise İslam korkulacak bir olgu ve Hristiyanlık için bir tehdit değil aksine insanlığın huzur ve mutluğu için çok önemli mesajlar içeren bir inançtır.

İslamofobinin nedenleri:

  • Kültürel ve tarihsel nedenler,
  • Siyasi nedenler,
  • Ekonomik nedenler,
  • Teolojik nedenler,
  • Psikolojik nedenler,
  • Medya etkisi,

Şeklinde özetlenebilir.

Ünite Bilgilendirme

·                “Gaybın anahtarları yalnızca O’nun katındadır. Onları ancak O bilir. Karada ve denizde olanı da bilir. Hiçbir yaprak düşmez ki onu bilmesin. Yerin karanlıklarında da hiçbir tane, hiçbir yaş, hiçbir kuru şey yoktur ki apaçık bir kitapta (Allah’ın bilgisi dâhilinde, Levh-i Mahfuz’da) olmasın.” (Enam suresi, 59.)

SAYFA TESTİ:

20. asırda birçok yeni dini hareketler ortaya çıkmıştır. Bu akımların yeni bir söylemle ortaya çıktığını, kendine has inanç, felsefe ve ahlaki anlayışa sahip olduğu görülmektedir. Milenyum tarikatları da denen bu hareketlerin evrensel hale gelme yolunda siyasi temelleri de olduğu görülmektedir.

Buna göre aşağıdakilerden hangisi yeni dini hareketlerin ortaya çıkış sebeplerinden biri kabul edilemez?

A)    İnanç konusunda yeniden İbrahimi anlayışa, yani yaratıcının birliğine dönmek arayışı

B)    Aşırı dünyevileşmenin yarattığı tatminsizlik duygusunu karşılamak

C)    Değişim ve küreselleşmenin getirdiği yeni söylem arayışı

D)    Kişilerin ruhsal ve toplumsal kabullenme anlamında zafiyetleri

E)     Geleneksel dinlerin zamanın sorunlarına cevap vermede yetersiz kaldığı düşüncesi

 

 

ÇÖZÜM: Yeni dini hareketlerin yaygınlaşma sebepleri arasında “tevhid ilkesine dönüş” yoktur. Doğru cevap A şıkkıdır.

 

SAYFA TESTİ:

Kötülük problemi, felsefede üzerinde tartışılan konulardan biridir. Bu bağlamda kötülüklerin kaynağı ve bunun yaratıcı ile ilişkisi tartışılmıştır. Bu durum felsefi düşüncede yeni dini yaklaşımların temelini oluşturmuştur.

Buna göre aşağıdakilerden hangisi kötülük probleminin doğurduğu felsefi yaklaşımlardan biri kabul edilebilir.

A)      Tevhid anlayışı

B)       Teizm

C)       Deizm

D)      Materyalizm

E)       Ateizm

 

 

ÇÖZÜM: Kötülük problemi şıklardan sadece Ateizm’i doğuran yaklaşımdır. Doğru cevap E şıkkıdır.

 

SAYFA TESTİ:

İslam veya Müslüman kavramlarının medyada sürekli olarak terör, bombalama, şiddet gibi olumsuz kavram ve olaylarla birlikte zikredilmesi sonucunda insanlar bir süre sonra klasik şartlanmaya uğramaktadır. Böylece şartlandırılmış birey İslam ve Müslüman kavramlarını duyduğunda zihin dünyasına nakşedilmiş olan kan, şiddet, bombalama gibi olayları hatırlamakta, bu da İslam’a Müslümanlara karşı korku ve öfke duygularının oluşumuna neden olmaktadır.

Parçaya göre İslamofobinin kaynağı aşağıdakilerden hangisidir?

A)      Siyasi olaylar

B)       Ekonomik gelişmeler

C)       Tarihi geçmiş

D)      Teolojik yaklaşım

E)       Psikolojik durum

 

 

ÇÖZÜM: Parçada; İslam’ın medyada terör gibi olumsuz olaylarla birlikte anılmasının “kalsik şartlanma “ doğurduğu; bunun korkuya dönüştüğü anlatılmıştır. Bu ise psikolojik duruma işaret eder. Doğru cevap E şıkkıdır.

 

You may also like...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir